En Büyük Dil Afetlerinden: Yalan
En Büyük Dil Afetlerinden: Yalan başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Abdurrahman b. Yezid, İbn Mes’ûd (r.a.)’in şöyle dediğini anlatıyor: Şu üç yoldan münâfıkı tanıyınız:
1. Konuşurken yalan söyler. 2. Kendine itimat edilince; ihânet eder. 3. Verdiği sözü tutmaz.
Süveyd (r.âleyh) Mâlik (r.a.)’den naklen anlatıyor: Lokman Hekim’e sordular: “Seni göründüğün bu dereceye ne ulaştırdı?” Şöyle anlattı: “Doğru söz, emâneti sahibine vermek ve beni ilgilendirmeyen şeyleri terketmek.”
Safvan b. Selim (r.a.)’den naklen anlatılıyor: “Yâ Resûlullâh (s.a.v.)! Mü’min korkak olur mu? “Evet, olabilir.” buyurdu. sordular: “Mü’min cimri olur mu?” “Evet, olabilir.” buyurunca, tekrar sordular: Mü’min yalancı olur mu? “Hayır, olamaz.” Abdurrahman b. Abbas (r.a.) diyor ki: “En doğru söz, Allâh (c.c.)’un kelâmıdır. En şerefli söz, Allâh (c.c)’ü anmaktır.”
En kötü körlük, kalp körlüğüdür. Az olan fakat yeten; çok olup azdırandan daha iyidir. En kötü pişmanlık Kıyâmet Günü duyulan pişmanlıktır. En hayırlı zenginlik, gönül zenginliğidir. İçki kötülüklerin kaynağıdır. Kadınlar, şeytanın tuzaklarındandır. En kötü kazanç, faiz kazancıdır. Dilin en büyük hatâsı, yalandır. Tabiînden bâzılarının şöyle dediği anlatıldı: Doğruluk, evliyanın süsüdür. Yalan eşkıyalık alametidir. Nitekim Allâh (c.c.), Kur’ân’da şöyle buyurdu: “Ey îmân edenler! Allâh’tan korkunuz; doğrularla beraber olunuz” (Tevbe s. 119) Diğer bir âyette ise şöyle buyurdu: “Doğru haber getiren ve doğru haberi tasdik eden kimseler var ya, işte muttakiler onlardır.” (Zümer s. 33)
Resûlullâh (s.a.v.)’den ulaşan bir rivâyet şöyledir: “Yalan, ancak şu üç yerde caizdir: 1. Harpte. Çünkü harp bir hiledir. 2. İki dargın kişinin arasını bulmakta. 3.Karı ile kocanın arasını bulmakta.”
(Ebul Leys Semerkandî, Tenbihu’l-Gafilîn, s.169-174)