Hz. İbrahim (a.s.)’a Benzeyen Sahabi: Mu’âz B. Cebel (r.a.)

Hz. İbrahim (a.s.)’a Benzeyen Sahabi: Mu’âz B. Cebel (r.a.). Eş-Şa’bî (r.âleyh), Mesruk’tan şöyle rivayet ediyor: “Bizler İbn Mesud (r.a.)’ın yanında idik. Şöyle dedi: “Mu’az bin Cebel (r.a.) tek başına bir ümmetti. Sağlam bir inanca sahipti ve müşriklerden değildi. Biz onu İbrahim (a.s.)’a benzetirdik.”

Ebû Nuaym (r.âleyh), el-Hilye’de şöyle demiştir: “Mu’az bin Cebel (r.a.) fakîhlerin imâmı ve âlimlerin hâzinesidir. Akabe Biatına, Bedir Savaşına ve diğer savaşlara katılmıştır. Ensar (r.a.e.)’in gençlerinin hilm, hayâ ve cömertlik bakımından en fazîletlilerinden idi. Güzel bir simâsı vardı.” Helâl ve haram ilmi konusunda önde gelen bir imâmdır. Ebû İdris el-Havlanî (r.âleyh) şöyle dedi: “Beyaz tenli, aydınlık yüzlü, ön dişleri parlak ve gözleri sürmeli idi.” Ka‘b b. Malik (r.a.) de şöyle tarif etmiştir: “Genç, yakışıklı, kavminin gençlerinin en hayırlılarından, müsamahalı bir genç idi.”

Vakıdî dedi ki: “Erkeklerin en güzellerinden idi. Bütün savaşlara katılmıştır.” Bedir Savaşına katıldığında 21 yaşında idi. Resûlullâh (s.a.v.) onu Yemen emiri olarak görevlendirmiştir. Peygamber (s.a.v.) Mu’az (r.a.)’ı Yemen’e gönderdiğinde onlara şöyle yazdı: “Size ehlimin en hayırlısını gönderiyorum.”

Enes b. Malik (r.a.), onu Resûlullâh (r.a.) zamanında Kurân’ı ezberleyenler arasında saymıştır. Abdullah b. Amr (r.a.)’den merfuan şu rivâyet zikredilir: “Kur’ân’ı şu dört kişiden öğrenin…” onlar arasında Muaz (r.a.)’ı da saymıştır. Hz. Ömer (r.a.) şöyle dedi: “Kadınlar Muaz gibisini doğurmaktan âcizdir. Muaz olmasaydı, Ömer helâk olurdu.” Eş-Şa’bî (r.âleyh), Mesruk’tan şöyle rivayet ediyor: “Bizler İbn Mesud (r.a.)’ın yanında idik. Şöyle dedi: “Mu’az bin Cebel (r.a.) tek başına bir ümmetti. Sağlam bir inanca sahipti ve müşriklerden değildi. Biz onu İbrahim (a.s.)’a benzetirdik.” diye okudu.

Hz. Ebûbekir (r.a.)’in halifeliği zamanında Yemen’den dönmüştür. Şam’da 17 yılında veya bir sonraki yılda taun hastalığından vefât etmiştir. 34 yıl yaşamıştır.

(İbn Hacer el-Askalânî, el-İsâbe (Seçkin Sahabeler), s.372-373)

Bir Yorum Bırak