Beş Vakit Namazı Cemaatle Kılmak
Beş Vakit Namazı Cemaatle Kılmak. Dinimizin emirlerinden biri de, mescidlerde beş vakit namazı cemaatle kılmamızdır.
Efendimiz (s.a.v.)’in bizlere vasiyet ve emirlerinden biri de, mescidlerde beş vakit namazı cemaatle kılmamızdır.
Efendimiz (s.a.v.) kişinin mescide istekle gidişini, o kişinin imânının kemâl derecesine ulaştığının bir işâreti saymıştır. Yine kişinin mescide ağır ve isteksiz yürüyüşünün imânının zayıflığına ve eksikliğine, nifâk sahibi olduğuna delâlet ettiğini işâret buyurmuştur.
Bir hadîste Efendimiz (s.a.v.), “Kişinin cemaatle namaz kılması, evinde ve iş yerinde kılacağı namazdan 25 basamak daha üstündür. Zira o kimse abdestini güzelce alır, mescide yalnız namaz kılmak niyetiyle çıkarsa (mescid doğrultusunda) atacağı her adımla derecesi bir kat yükselir ve bir günâhı da dökülür” buyurmuşlardır.
Bir diğer hadîste Efendimiz (s.a.v.), “Karanlıkta ışıksız, mescide gidenleri Hâkk Teâlâ, Kıyâmet gününde parlak nura gark eder” buyurmuşlardır.
Bir hadîs de şöyledir: “Kişi evinde güzelce abdest alır mescide gelirse, o kişi Hakk Teâlâ (c.c)’un ziyâretçisi (misafiri) demektir. Artık ev sahibinin de misafirini karşılayarak ikrâmda bulunması bir vecibedir.” (Taberanî)
Resûlullâh (s.a.v.), “Evinden namaz kılmak niyetiyle çıkan kişi, Allâh (c.c.)’a yönelip “Ey Allâh’ım! Sana doğru yürüyenlerin ve senden bir istekte bulunanların hakkı için, attığım bu adımlar hakkı için senden diliyorum. Ben şer, riyâ, inkâr ve tefâhür için değil, evimden sırf senin rızanı almak için boynum bükük ve zelil olarak çıktım. Kusur ve kabahâtlerimin affını diler, beni ateşinin azâbından korumanı isterim. Bu zayıf kullarının suçlarını senden gayrı affedecek kimse yoktur; var eden sensin, yok eden sensin” diye duâda bulunursa, Hâkk Teâlâ bu kulunun isteğini kabul ettiği gibi, göklerde 70 bin melek de bu kulu için Allâh (c.c.)’dan af ve merhâmet isteğinde bulunurlar” buyurmuşlardır. (İbn Mâce)
(İmâm Şaranî, Büyük Ahidler, s.85-87)