Feminizme Ne Zaman Dur Denecek?
Feminizme Ne Zaman Dur Denecek? başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Batılı efendilerin Türkiye’yi kadın üzerinden dönüştürme çabaları/projeleri yeni değildir. “İstanbul” Sözleşmesi Avrupalı için kendi zihniyetleri üzerinden Müslümanlığa karşı, hem de İstanbul’da kazanılmış bir zaferdir. Çok farklı bir konu gibi görünmekle beraber, Ayasofya’nın camilikten çıkarılması gibi bir hamledir.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, halkımızda büyük sevinç dalgası oluşturmuştur. Aileyi ve insanlığı yok eden, feminist ideolojinin manifestosu olan bu sözleşmeden kurtulduk zannedilmiş ve sözleşmenin artıklarının da temizleneceği beklentisine girilmiştir. Ancak görünen o ki, İstanbul Sözleşmesi şekil olarak fesih edilmiştir. 10 yıl içinde ise İstanbul Sözleşmesi’nin tüm uygulamaları, yasa ve yönetmeliği, kamu kurum ve kuruluşlarda örgütlenmeleri tamamlanmış, kadroları kurulmuştur. Devletin tüm birimlerinde, başta yargı olmak üzere en sert ve katı biçimde uygulanmasına devam edildiği gerçeği ile karşı karşıyayız.
Maalesef bu sözleşme, ilk imzacı taraf ülke sıfatıyla hiçbir çekince konulmadan imzalandığı gibi 10 yıl içinde sözleşmenin tüm amir hükümleri yerine getirilmiş, uygulamaları hız kesmeksizin devam etmiştir. Sözleşmenin feshi kararı üzerine feminist örgütler göstermelik cılız birkaç eylemde bulunmuşlar ancak sonrasında kuşku uyandıracak biçimde sessizliğe bürünmüşlerdir.
İstanbul Sözleşmesi’nin uzantısı olan 6284 sayılı yasanın ve yargıdaki uygulamaların ailenin korunmasını ve kadına şiddetin önlenmesini sağladığını ve/veya sağlayacağını düşünenler ya saplantılı feminist düşünceye sahiptirler veya pek saf ve iyimserdirler! Son 10 yılda, İstanbul Sözleşmesi ve türevlerinin yürürlük tarihinden sonra kadına yönelik şiddet yüzde 500 artış göstermiş, boşanmalar artmış, evlilik kuranlar azalmış, sonuçta çocuklar desteksiz kalmıştır.
Feminist politikalardan vazgeçilmelidir. Uygulamalar hayırlı sonuçlar vermedi, vermeyecektir.
Gerçek şiddeti engellemeye vakit ve fırsat bırakmayan uygulamalardan vazgeçilmelidir. Aksi halde aile, anne/baba ve çocuk hayallerimizi terk etmek zorunda kalacağız.
(Prof. Sefa Saygılı, Yeni Akit)