Oruç Kendini Dizginlemeyi Öğretir
Oruç Kendini Dizginlemeyi Öğretir başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Oruç, Allâhü Teâlâ’ya itaat ve onun emrine uymaktır. Yaratılışımızdaki ana gayeye hizmet etmektir. Bu itaatle insan, sürekli olarak kendisini yönlendirenin ve üstündeki gücün Allâhü Teâlâ olduğunu hatırlar.
Oruç kişiye hayat şartlarını hatırlatarak önemli faydalar sağlar. Zira insanlar için zengin, fakir, tok, aç, yerleşik ve göçebelik gibi çeşitli durumlar söz konusudur. İnsan bu çeşitli durumları göğüslemeye alışamazsa, her yönüyle hayatı göğüslemeye güç yetiremez. Zengin olan bir kimse sonuna kadar hayatını zengin olarak sürdüreceğinden asla emin olamaz. Zenginlikten fakirliğe düşüp de yeni hayatına uyum sağlayamadığından Allâh muhafaza canına kastedenlere şahit olmaktayız. Şu halde “oruç, hayatın her türlü haline uyum sağlayabilme yeteneğini geliştiren muazzam bir ibâdettir” demek asla abartılı bir ifade olmaz. Orucun bir de sağlık tarafı vardır. Aşırı bir şekilde doldurulan mide, kişiye çok kötü sonuçlar hazırlar. Sağlıklı bir hayat yaşamak isteyenlerin yeme ve içmede normali aşmamaları gerekir. Oruç, insanlara Ramazan’dan sonra da yeme-içme hususunda aşırıya kaçmama alışkanlığını kazandırır. Kendini dizginlemeyi öğretir. Nitekim insanların, oruç sebebiyle pek çok rahatsızlıklardan kurtulduğu su götürmez bir gerçektir.
Oruç, insana sabrı öğretir, iradesini güçlendirir. İnsan oruç sayesinde açlığı nispetinde mahrumiyetin ne demek olduğunu anlar. Toplumdaki fakir ve çaresiz insanların duygu ve düşüncelerini daha güçlü bir şekilde ruhunun derinliklerinde hisseder. Bu hissetme onu yardıma muhtaç olanlara el uzatmaya ve gözetilmesi gerekenleri gözetmeye sevk eder. Kendi hayatında savurganlığa kaçmasını da engelle.
Sonuçta Allâhü Teâlâ’nın şu sözü gerçekleşir: “Ey îmân edenler! Allâh’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara s. 183)
(Sualli-Cevaplı İslâm Fıkhı, c.3, s.304-306)